1.01.2015

1 OCAK 2015 MUTLU YILLAR...uzun zaman sonra yeni sürprizlerim var

ne diceksin?
çok uzun zaman olmuş.
aradan gecen sürede hayatımda çok şey değişti.
2 ay sonra bebeğimiz dünyaya geliyor. adı gökdeniz. evet erkek. sana son yazdığım yazılara baktım da tam da vazgeçtim artık dediğim zamanda hamile kalmışım. gerçekten de vazgeçmiştim. çok sürprizli oldu aslına bakarsan.
diğer haberim, perşembe uzmanlık sınavım var. asistanlık bitiyor. 2 aydır tezdi dersti derken çok sıkıldım son bir haftadır doğru düzgün çalışamıyorum. bugün mesela tatil ama ben hiç çalışmadım ve saat 4 oldu. Çalıştığımdan tabii bir de ama sıkıldım işte napiim. tekrar edip duruyorum. okuyası da yok.
3. haberimm, ümitköye taşındık. aaa diceksin yeter ama. hepsi bir anda oldu diyebilirim. çünkğ yeni taşındık. 2 ay oldu. bu evimiz daha güzel daha büyük. annemlere de çok yakın ama yürünecek kadar diil tabii. arabayla 10 dk fln sürüyor. gökdenize oda yapıcaz. br odayı boşaltıp. babam bizim beğendiğimiz vir oda takımını hediye aldı. 15 ocakta gelecek inşallah :) çok heyecanlı di mi?
aa bu da haber niteliği taşıyor aslında emrah askerliğini yaptı. evet sadee bir banka dekontu üzerinde :) ama çok şükürki o da bu şekilde aradan çıktı. 18bin lira bedelli. kredi çektik tabii.
kredi dmişken ben yeni bir araba aldım. yeni derken aslında 10 yıllık ama benim yeni arabam. aslında haziranda aldık. hani bebek die hep erteliyoduk da bi şey olmuyodu ya. tamam artık vazgeçti deyip ev de alamayacağımızı anlayınca araba almış olduk. tabii krediyle. birikmiş 8bin fln mı vardı üstünğ kredi çektik. 25bine aldık yanlış hatırlamıyosam. kırmızı alfa romeo. çook şirin ve temiz bir araba. tabii biraz fantazi arabası oldu. yani emrahın deyimiyle sat dersen kolayca satamayacağın ve zarar edeceğin türden ama ben bi tek bunu beğendim napiim.
arada bir malign melanom şüphesiyle korkuyla geçirdiğimiz 10 günlük dönem oldu. emrahın aldırdığımız bir beni nedeniyle. allaha şükür sonuç temiz çıktı ama çok korktum. gerçekten hayatta bir daha gereksiz hiç bir şeye üzülmicem die karar almıştım. ama tabii gene üzülüyorum.
üzülmek dmişken kötü haber de veriyim. yusuf beyler artık ailesiyle görüşmüyor. bizi o şeytan suretli içi dışı fesatlık dolu o kız yzünden bırakıp gitti. ve annemle babam ne kadar üzgün tahmin edebilirsin. istabbulda şimdi beyefendi. evlendi mi onu bile bilmiyorum. aylardır aramıyor sormuyor. annemleri bayramda bile aramadı. ben bi defa 10larca mesaj attım böyle yapma kardeşiz biz aileyiz seni seviyoruz gel konusalım die bana cevap bile yazmadı. gitti anlıcağın. alışamadım hala. ama yapacak bi şey yok. alışmaktan başka. bu durum beni çok üzüyor. o yüzden daha fazla konusmayalım.
zaten de vereceğim haberler bu kadar.
acaba yeni bir blog mu açsam diodum sonra vazgeçtim. sana kıyamadım :)
kendine iyi bak.
bu arada bu gün 1 ocak. yeni yıl inşallah mutluluk sağlık getirir bize. bereket huzur ve de. ne diyim.  mutlu olmak elimizde ama elimizin tersiyle itiyoruz sanki. neyse bu felsefik konusma girişini hemmen kapıyorum. emrah kendie kahve yaptı ve beğenmedi :) bi daha yapıcam die mutfağa gitti. nedense bu aralar bi türlü tutturamıyor. ben gidiyim de yapıyım :) öpüldünnn....

10.05.2014

çocuk yapmak konusunda yeni kararkar

9 aydır denedim olmadı. bu işi prolaktin yüksekliğine bağladım ondan değil dediler. denemekten sıkıldım. şimdi aklımda şöyle bir plan var. bu iş spontan olmıcak gibi. eylül ayına kadar ki mayıstayım ve şu anda da mensim, denemeyi bırakıyorum. eylülde de kadın doğumcuya gidicem. ama eylüle kadar bu konuda zihinsel ve fiziksel anlamda tatil veriyorum. yeter, yaz geliyor hayatımın tadını çıkartmak istiyorum. öncelikle kilo vermekle ilgili biraz adım atmalıyım. 2.5 kg aldım çünkü bildiğin depresyondayım son birkaç aydır. ve aklımda bu konu. o yüzden spora başlayıp, gzel kıyafetler alıp,yeni makyaj malzemelerimin tadını çıkarıp emrahla gezip tozup keyif yapıcam . son baharda bakarız duruma :xxx

hayat yolunda ikinci yarı

30 yaşını doldurmuş birisi olmak. insnana bu hissi veriyor mu? aslında bana vermiyor. neden dersen, insanı içinde aklı başına geldiğinden beri değişmeyen, büyümeyen ya da belki o zamanlar küçük değildi bi şey var. ruh mu bilemiyorum. insanın ruhu da yaşlanıyor sanki. ama bir öz benlik mi, iç ses mi bilmiyorum. işte o şey her neyse benim içimde beş yaşımda hissettiğimle şimdi arasında fark yok.
peki, bu başlık neden? zamansan bir hesaplama ama kabaca yani bu denklemde eşittir işaretinin iki yanında anlamını bilemeyeceğimiz x faktörleri var. belki bir trafik kazası belki bir afet belki de hiç birisi ve upuzun bir ömür. çok da önemli değil. neticede uzun kısa ölümle bitiyor. en azından cümlenin sonu belli. ama o yolda nelerle karşılaşıp , hangi yaşadığımıza çok ciddi anlam yükleyecez o da bize kalıyor.
sonuç mu, hayatmızın belli başlı çizgileri belli, ama bilinmeyenler her şeyi değiştirmeye yetecek güçte. yine de bu hayatı mutlu ya da mutsuz yaşamak ise bizim elimizde. ben kendi adıma bu oyunu mutluluk tarafından oynamayı öyle çok da başarabilenlerden deilim. çok kötümser de olduğum söylenemez de, işte genelde melankoliye daha yakın bir duruşum mevcut.
bunc laf niye? kendi içimde karmakarışık zamanlar yaşadım. son 3-4 sene diyebilirim. çözemedim, çözemiyorum. ardı sıra sorular, cevaplarım sürekli değişiyor. ve bu hengamede en basit hesapla yolun yarısındayım
son bir kaç aydır bir bebek meselesi aldı gidiyor. 9 aydır korumamama rağmen olamadı. gerçejten hamile kalamayan çok insan var etrafımda, ama kalan da öyle. bu oran hep mi böyleydi bilm,yorum sanki bana bizim jenerasyon bu konuda muzdarip gibi. belki de benim hiç çocuğum olmıcak. nereden bilebilirim? bunu kafama taktığım kadar aslında çocuk istemiyorum bile. ama olmuyor ya işte. bi yandan da etrafına vereceğin cevaplar. ee ne zaman çocuk yapıcaksın, olmuyor mu yoksa? olmuyor arkadaş demeyiisterdim ama allahın gücüne gider die korkuyorum. sen olmuyor deyince sana acıyacaklarken istemiyorum ben de napalım demek isterdim cidden. ama belli olmuyor ki. en son babacığımın beni götürdüğü prf kadın, 41 yaşımda çocuum oldu 11 defa tüp bebek denedim başıma gelmeyen kalmadı. hidrosalfinks oldum, tüplerim alındı, dış gebelik yaşadım bir sürü badire atlattım. kafana takarsan olmuyor dedi. elimizdekilerle mutlu olmayı seçmek yerine olmayanlara üzülmeyi adet edinmişiz. tuhaf insan dediğin. amaan neyse.
psikiyatride son hafta sonu nöbetim. bağımlılık merkezindeyim ve intern beyler gelmediler. tutanak tutsam mı tutmasam mı bilmiyorum. ne kadar terbiyesiz ve sorumsuz insanlar. ben psikiyatride olsam çıldırırmışım. herkes bi lakayt bi sorumsuz. hiç sevmedim. insanların işlerine saygısı yok. bu rahat olmak isteğinden başka bir şeymiş onu anladım. rahat olmakla sorumsuz olmak da o kadar birbirine yakın ki. ben hiç bir zaman bunu yapamadım. her neyse, sanırım intern geldi. yan odanın kapısı kapandı.
yarın anneler günü. anneme zigon sehpa aldım. baha abiler de gelecek hep birlikte kahvaltıya gitcez die fatma teyzeye de kolye aldım. acaba yıllar sonra bana da arkadaşlarımın çocukları hafif bir acıma duygusuyla hediye mi alacaklar yoksa çocuklarının bu davranışıyla gurur duyan mı olacağım? bilmiyorum. ama hayat her kese her şeyi birden vermiyor. insaşllah allahın bana verdikleriyle mutlu olmayı ve şükretmeyi bilirim. amin.

13.04.2014

orta yaş

bu blogu açtığımda kendimi nasıl hissediyordum?
güçlü, başarılı, iyi ya da kötü ama ne hissedersem onunla dopdolu, sanki ruhumda kopan fırtınalar ya da gözlerimden taşacak kadar yoğun sevgi, ya da distiminini en dibinde melankoli tüm ağırlığıyla... her ne hissedersem hissedeyim, pürüssüz beyaz tenimden dışarı sızacak kadar yoğundum. kendime inanıyordum, sanırım başka insanlara da inanıyordum. yani güvenmek denilen duyguyu henüz yitirmemiştim. çoğu insan için hayata atılmaya başladığı zaman diliminde ben hala öğrenci olmaktan ötürü ve de sonrasında TUS dönemeci nedeniyle de elde kitaplar altında eşofmanlar dersane, kütüphane derken büyüdüğümü farketmedim. ondan belki de şu anda 30 yaşımı yadırgamam. ya da benim bahanem de bu. ben okurken kaç yaşındaydım. 25 yaşımda okul bitti. ama evet hala gençtim, yanıyordum, içimde bitmez bir enerjiyle dedim ya iyi kötü farketmez. sonrası , hani bazen uyanırsın da bir rüya görmüşsündür. kopuk kopuk hatırladığın ama bi türlü birleştiremediğin. zihnine düşen anlık sahnelerden ibaret. öyle işte. tabii bunda başımıza gelen ooonca olay da sorumlu. nedense bugün olanları yeniden hatırlamak istiyorum. hani ders çalışırsın da sınav öncesi son bi gözden geçirirsin. işte öyle. neden bilmiyorum. belki de içine düştüğüm karmaşık ruh halimden çıkmak içindir. bir yerlere elimden kaçırdığım bir ipin ucunu yeniden bulmak içindir.
yani demem o ki, babmın başına gelenlerle her şey yerle bir oldu manen. bildiğimiz hayatın artık çok uzağındaydık. saygı, para, etrafta koşuşturan insanlar, yalandan da olsa sevgi ya da arkadaşlıklar, sonra kendi adıma hep arkamda olduğunu bildiğim o koskocaman kuvvet, güven duygusu yani babam, her şey gitti bir günde. arada yaşadıklarımız yani babamın çıkışına kadar ya da çıkıp çıkamayayıcağının kimsenin elinde olmadığı anlayana kadar aradan gecen sürede bizi kandırmaya çalışanlar, para isteyen avukatlar, haber gönderdiği söylenen savcılar, hakimler, bu işi çözebileceğini iddia eden mafyalar, bizi küçümseyen sesiz düşmanlık besleye eski dostla, akrabalar, her gün beraberken bir anda ortadan kaybolan yakın dostlar... her biriini canımız yana yana yana öğrendik. ilk başlarda hiç susmamacasına konusup veryansın ederken zamanla hiç bir şeye şaşırmaz olduk ve sustuk. kimseyle konuşmaz, kimseye anlatmaz olduk. zaman geçti, babm geldi, bu defa yeni ve eğreti hayatımızı üzerimize giyinmeye çalışmakla uğraştık. bu arada ben evlendim. evet, bu kadar mühim bir olay hayatımda aynen yazdığım gibi gerçekleşti. arada derede bir evlilik. evliliğimizin ilk başlarında bu mevzulardan biz de kendi adımıza sağlam sınavlar verdik. gürültüsüz patırtısız evliliğimiz aynı ee giirdikten sonra çakan şimşeklerle sarsıldı. birbirimizi tanıyamadık, anlayamadık. yıllardır birlikte olduğumuz biz birbirimize yabancı, yeni evimiz ikimize de dar ve kafes olmuştu. ama geçti. orda da büyüdük. farketmedik ama büyüdük. yine el ele tırmandık o sarp virajlı yokuşu. ne emrah benim ilk tanıdığım o havali , asi, umarsız delikanlıydı artık ne ben onun aşık olduğu kız. ikimiz de bizi çekici kılan şeylerden uzak ve eksik tersine daha ağır, daha yorgun ve ciddiydik. 27 yaşımda evlendim. 3 seneye yaklaşıyor. asistanlığım bitiyor. emrah anayasa mahkemesinin yeterliliğine giriyor, bu hafta sonunda artık raportör olarak başlayacak inşallah sıavları iyi geçerse. kendi dünyalarımızda bir yandan da diğer insanların yani normal insanların verdiği savaşları verdik. çok şükür en azından kaybetmedik. annemler güzel bir evde kirada da olsa oturuyorlar.işine gidip geliyor. ben doktor emrah raportör oldu. kardeşim malesef dalından kopmuş bir yaprak gibi savruluyr nereye gideceği nasıl düşeceği belli değil. hayatını karartan bir ilişkinin peşinde yıllardır sürünüyor. ama ne dediysek bizi dinlemediği gibi artık bizimle konusmuyor bile. o kaleyi şimdilik kaybetmiş görünüyoruz. zaman bakalım ne gösterecek. onu da gençliğine verip beklemekten bize dua emekten başka seçenek kalmadı. her evde olduğu kadar belki. demem o ki, şimdilik (mahkeme devam ediyor çünki) sular biraz olsun durulmuş görünüyor. ama o çağıldayan taşkın gelip de geçtikten sonra nehir yatağı artık eskisi gibi değil. neler olmuş. yorgun, sessi,  ıssız, ümitsiz hissediyorum. 9 aydır bebek istiyorum olmadı. bekliyorum bakalım. ne zaman olaak zaman ne gösterecek. bir ara da ona takmıştım ve çok mutsuzdum. şimdi bu duruma da alıştım. allah vermese olması mümkün değil ki. napalım dedim. çok şükür ki şimdi daha rahatım gerçekten. yaşlanmadık belki ama ruhlarımız 30 değil çok daha fazlası. uzun bir dinlenmek istiyorum. zaman neler gösterecek bakalım.. hayırlısı...






27.03.2013

evdeyim, salonda battaniyenin altında pis yedili var tvde. ben kucağımda lap topla ööyle yatıyorum. ooh diiceksin ama deme. eve geldim 5 bucuk gibi yyle yorgunum ki kolum kalkmıyor. direkt yattım yatağa emraha msj attım ben uyucam biraz diye gözlerimi kapattım. sonra kapı tıkırtısıyla gözümü açtım ki aradan BİR SAAT GEÇMİŞ... gözllerime inanamadım. o kadar yorgun ya da halsiz ya da bu aralar böyle bir depresif olduğumdan mı neden bilmiyorum işte. rejimdeyim ya akşam yemeği yemiyorum güya emrah bana azıcık z yağlı taze fasülye hazırladı. bana soruyor ısıtıyımmı die. bilmem dedim. soğuk mu yersin sıcak mı bi şey söyle dedi. ben uyku hali ılık dedim. ılık seviyorum çünkü z yağı fasülyeyi. neyse yedik ama o kadar halsizim ki hala kolum kalkmıyor. ama ev temizlemem gerek. mızıldanıp duruyorm emerah hadi git salona uzan dedi. sallana salana kalktım, gittim elektrik süpürgesini açtım evi süpürüp sildim. emrah da mutfağı süpürdü bulaşıkları filan halletti. bir makina da çamasır attık. çükü yarın nöbetçiyim cuma da pınar gelecek. o sebeple yaptım. cuma da eve gelince toz alırım. olur biter.  bi şeyler yemek istiyorum yaa. bu arada elma sirkesi içmeye başkıcam akşam yemeklerden sonra daha doğrusu akşamları yemek  niyetine :) yarın ara kıdem nöbeti tutcam. ayda bir tane yazıolar ya. yazmasalar aslında daha ii olacak 3 ay sonra  3 senelik  olacaz artık. ama hala amele biziz bölümde. neyse napayım değiştiremicem şeyler için canımı sıkmıyorum. işte böyle. hadi cnm ii geceler.

1.02.2013

1 subat- barış manco -1999

Bugün sevgili blogum, benim çocukken hayranı olduum barış manconun ölüm günü, 1999 da ölmüş. 14 sene olmuş. o günü o kadar iyi hatırlıyorum ki. bizim kızlarla toplanıp dışarı çıkacaktık. çıktık da ama ben çok üzgündüm. toplanıp flinstones diye bir pizzacıya gitmiştk. mcdonaldsın arkasında. o sokağı hatılıyor muun? sıla seda pınar vesile ben özgür var mıydı hatırlamıyorum.ne kadar garip şimdi kimseden haberim yok. barış manco da öldü. hazı salih amca da hastaymış. yaşamaktan vazgeçmiş diyor babam. ölüm beklermişş. o da ölürse kimse kalmıcak. barış manco benim sevgi adamım allah rahmet eylesin.

7.01.2013

günaydın

bugün pazartesi sabah 9. işe geldim. yaptığım kepekli sandviçle muhtemel dün akşamdan kalan çayı ısıtıp kahvaltı yaptım. acil hastalarını devraldım. tv açık sabah haberlerine bakıyodum. evde gibi:) şimdi acil hastalarına bakmaya gidicem. haberlerde kar tatili diyorlar. ankarada kar yağmış ben görmedim ama. bu sabah emrah adliyeye başladığı için kendim geldim. 20 dk sürdü :(  dün polatlıya gittik. babam orda kaldı. yarın dedemin 7si. zaman.. ve zamama nir çizik attığımız bugünden sana merhaba...