19.12.2012

başlıksız

kahvesinden bir yudum aldı. Çok gücüme gidiyor. Sigarasını dudaklarına götürürken aklına kızının dırdırları geldi. Baba sigara içme artık yeter.. Şimdi bakanlık msteşarlığında deri kkoltuğunda oturmuş eski gariban arkadaşına bakarken tüm geçen 10 yılı düşündü. Deymiş miydi acaba? Hayatını bu kadar alt üst edeceğini aklına getirmemişti hiç.  Arkadaşı , ne gücüne giden abi dedi. Cevap vermedi. Söylenecek şeyler arttıkça sözler eksiliyordu. Hangi birinden bahsetse bir diğeri havada kalacak onca şey. Gençlik hayalleri, potansiyeli, düşünceleri, iançları,davası... Evet o bir dava adamıydı. Her zaman. Neye inandıysa bu yaşına kadar ardında deli divane koşmuştu. Ve her seferinde koşunun sonunda aynı şey olmuştu. Yalızlık.İçine düştüğü bu kargaşadan nasıl çıkacaktı? Herşey muammaydı. Bilemezdi. Kimse bilemezdi. Uzun bir sessizliğin ardından Allah biliyor dedi.Evet bi tek O biliyordu. Ne olacak, ne olmayacak... Hayat denilen bu çapraşık yolda düşe kalka ilerlerken insanlara olan güveni o kadar sarsılmıştı ki. Bir tek O'nla konussur olmuştu. ama onun da gücü buydu. Geçici hayata ve onun güzelliklerine ya da kötülüklerine kanmamaktı. Bu yüzden yenilmezdi. ama zahir böyle işlemiyordu.

12.12.2012

türk filmi

merhaba blogum,
bugün aslında nöbetçiyim. ama dahiliyeciler git dedi. :) ben de geldim. biraz yılan hikayesine dönen çalışmamla ilgilendim. bu yazıyı sonra okuduğumda acaba o çalışma bi yerlerde yayınlanmış olacak mı bakalım. ne diyodum hı işte onla oyalandım. sonra namaz kıldım, yemek hazırladım. emrah gelsin diye bekliyorum işte. biraz uykum geldi. yapacak bi şey bulamadım ben de tvde turkfilmi buldum onu izliyodum. türkan soray ayşem diye bi film. masal gibi başladı ama acıya bağlamak üzere. neden hep böyle oluyor o zaman izleyesim gelmiyor. bir kaç gündür namaz kılıyorum. havalar soğudu. kar bi kez uagdı ama sık sık yağmur yağıyor. bu türkfilmlerinden gördüğüm kadarıyla avrupa özentiliği bizde hep mi bu kadar komik durmuş acaba? saçma sapan danslar filan. komik tipler. saçma kahkahalar filan. usta kuyumcunun elinde nadide mücevher olan vahşi bir güzelmiş türkan şoray :) vay beee. metaforun daniskası. metafor ne diye dün emrahla tartışıyoduk da sonunda ikimiz de yanlış kullanıyormuşuz :) metafor bizim bidiimiz benzetmeymiş. bi de yeni moda oksimoron :) absürt gibi bi şey yani. ne saçma şeyler di mi. ironi paradoks filan. hayret yani illa herşeyi adlandırıcaz ya. anaam adama bak, türkan sorayı kandırıp iğfal eden adam meğersem eliymiş. bak pislik.. erkek milleti mi? ne dersin? kız milleti de kanmasın canım. iki güzel laf edince hemen eriyolar. aha adam valla da gitiş, istanbula dönmüş. bi de mektup bırakmış. pislik ya kız hamie kalırsa? di mimkesin kalır zaten. arkadaşlarım hamle olmak için uğraşıp duruyor bizim senaristlere birilerinin bunu anlatması gerek die düşünüyorum çünkü hala çekilen dizilerde filmlerde böyle oluyor :) türkan soray bir köy kızı filmde. o kadar güzel bir köyki. belki artık bu kadar güzel değildir? orda olmak isterdim. bugün ruj sürerken alt dudağım yırtıldı :) ruj sürerken de dudağına hasar vermek ne kadar komik di mi? hıh ayşe hamileymiiiiş , güneş çarptı sandılar, bayıldı. dr da tebrikler dedi kızın anne oluyor :) çok komik. amaan ben de sana anlatıp duruyorum. acıktım. emrah da gelmedi daha. oooh dedesi de bizi çamura attın filan diyor. alnı karalı, kötü olmuş. ulan şimdi kimin eli kimin cebinde belli değil. halbuki  sırf bu yüzden kaç kızın hayatı mahvolmustur.

3.12.2012

dahiliye yb rotasyonu

Biliyorsun ki kasım ayını kardiyoda yatarak geçidim. aslında ben tam polikliniğe alışmış, tam gaz çalışırken birden kardiyoya gidince bozulmuştum tabii adaptasyon uzun sürmedi. neyse geri polikliniğe inerim derken bi öğrendim ki aralık ayında dahiliyeye gidiyorum. Yoğun bakım yapmamıştım, orda da cadı bir hoca var melda, hep o duruyor arada bir benm genel dahiliyede çalıştığım gülbin hoca geçiyor ki o benim hastaede en saygı duyduğum ve en sevdiğim hoca, işte bu ayda da o bakıyormuş:) bugün 9da gittim geç kalmıştım ve hala gülbin mi melda mı belli değildi. gittiğimde visit başlamıştı bi baktım gülbin hoca :) tabi eğer melda olaydı ilk günde visite de geç kalmışım, bu ay geçmezdi artık :) neyse visitten sonra hoca isterseniz hiç gelmeyin benim için farketmez demesin mi:) oooh, visit bitti, biraz oyalandım, 10 bucukta çıktım hatsneden. taksiye binecektim ama hava öyle tatlıydı ki. adana kış başı gibi tıpkı. hava kapalı, rüzgar esiyor ama üşütmüyor, arada bir kaç damla yağmur çiseliyor. sarı yapraklı ağaçlar, toprak kokusu. yürüdüm ben de. eve giderken akşama patetes yemeği yapayım diye karar verdim ve markete gidip patetes soğan aldım. ilerdeki kasaptan da et alacaktım ama marketten benden önce çıkan yaşlıca bir teyzenin elindeki poşetleri görünce dayanamadım. yardım edeyim dedim, onula yürüdük. evine kadar götüreyim diye ısrar ettim ama izin vermedi ben de belki evini öğrenmemi istemiyordur diye düşündüm ısrardan vazgeçtim. sonra aklıma oralarda başka bir kasap geldi. ordan et aldım. eve geldim, bir kaç lekeli çamaşıra deterjan döküp belettim, öğlen yemeği yedim (dolapta önceden kalan kabak yemeğimi) çay semledim,salondaki koltuğa oturup, tv açtım ama sesini kıstım çünkü biraz ders çalıştım. uyku bastırdı 1 saat kadar uyudum sonra kalktım, yüzümü yıkamaya gittiğimde içimde bir namaz kılma istei oldu. abdest alıp akşam namazı kaıldı. heralde tetzeye yardım ettiğim için oldu diye düşündüm. sonra patates yemeğine koyuldum bi yandan da mutfak dolaplarının dışını sildim. emrah yüksek lisans dersinde bu akşam . dokuz bucukta geliyr. yemeğimi yedim, çay koyup duşa girdim. ve işte tatata taaa .. nedense sana bugün yaptığım her şeyi anlattım. ama eklemeden edemicem. şimdi cumadan pazara cemyılmaz gösterisi vardı ankarada ama bizim haberimiz olmamış bilet bitmişti. emrah da günlerce korsan biletlere filan baktı ama olmadı bi türlü. dün saat 4te ki ankaradaki son gösteisine sadece 3 saat kalmışken bilet bulduk. 250 tl, al be dedim. o kadar çok istediğini bilmiyordum çünkü. günlerdlir başka bi şey konusmuyor ve deli gibi sürekli face, ekşi, twitter, sahibinden com filan gibi sitelerden sürekli cem yılmaz bileti, yorumu şusu busu. aradık adamı, 4e kadaar başkasına sözüm var olmazsa dönerim ded ama saat 3 bucuk. dedim 300 tl de. yok adam söz verdiyse kabul etmez, ben olsam sinirlenirim, söz sözdür filan diyor ya bi teklif et dedim. mesajı attık 3 dk sonra gel al kardes die bi yanıt:) çok para ama yaa diyor en pahalı bilet 130tl ya bpşver dedim ama nasıl elleri terliyor adamdan cvp beklerken. o kadar çok istediği şey benim sevgilimin gücümüz yettikten sonra 300 tl ne ki. neyse aldık bileti, sonra emrah gösteriye gitti. ama nasıl mutlu.. canım benim... onu uzuuuun zamandır bu kadar keyifli görmemiştim. eve geldi, dans ediyor (emrah!), şarkı söylüyr (emrahtan bahsediyorum!), saçma sapan gülüp benim taklidimi yapıyor filan ::) sen ayda bir git bu cemyılmaza yaa dedim. parası neyse veririm :) işte böyleee... sevgili blogum, hayat hep böyle gider inşallah... babacığımın mahkemesi hayırlısıyla bitsin, ailem , ben sağlıklı kimseye muhtaç olmadan bu dünyada hep beraber yaşayalım..oooh misss:) emrah aradı, geliyormuş... öpücükler blogum....

dahiliye yb rotasyonu

Biliyorsun ki kasım ayını kardiyoda yatarak geçidim. aslında ben tam polikliniğe alışmış, tam gaz çalışırken birden kardiyoya gidince bozulmuştum tabii adaptasyon uzun sürmedi. neyse geri polikliniğe inerim derken bi öğrendim ki aralık ayında dahiliyeye gidiyorum. Yoğun bakım yapmamıştım, orda da cadı bir hoca var melda, hep o duruyor arada bir benm genel dahiliyede çalıştığım gülbin hoca geçiyor ki o benim hastaede en saygı duyduğum ve en sevdiğim hoca, işte bu ayda da o bakıyormuş:) bugün 9da gittim geç kalmıştım ve hala gülbin mi melda mı belli değildi. gittiğimde visit başlamıştı bi baktım gülbin hoca :) tabi eğer melda olaydı ilk günde visite de geç kalmışım, bu ay geçmezdi artık :) neyse visitten sonra hoca isterseniz hiç gelmeyin benim için farketmez demesin mi:) oooh, visit bitti, biraz oyalandım, 10 bucukta çıktım hatsneden. taksiye binecektim ama hava öyle tatlıydı ki. adana kış başı gibi tıpkı. hava kapalı, rüzgar esiyor ama üşütmüyor, arada bir kaç damla yağmur çiseliyor. sarı yapraklı ağaçlar, toprak kokusu. yürüdüm ben de. eve giderken akşama patetes yemeği yapayım diye karar verdim ve markete gidip patetes soğan aldım. ilerdeki kasaptan da et alacaktım ama marketten benden önce çıkan yaşlıca bir teyzenin elindeki poşetleri görünce dayanamadım. yardım edeyim dedim, onula yürüdük. evine kadar götüreyim diye ısrar ettim ama izin vermedi ben de belki evini öğrenmemi istemiyordur diye düşündüm ısrardan vazgeçtim. sonra aklıma oralarda başka bir kasap geldi. ordan et aldım. eve geldim, bir kaç lekeli çamaşıra deterjan döküp belettim, öğlen yemeği yedim (dolapta önceden kalan kabak yemeğimi) çay semledim,salondaki koltuğa oturup, tv açtım ama sesini kıstım çünkü biraz ders çalıştım. uyku bastırdı 1 saat kadar uyudum sonra kalktım, yüzümü yıkamaya gittiğimde içimde bir namaz kılma istei oldu. abdest alıp akşam namazı kaıldı. heralde tetzeye yardım ettiğim için oldu diye düşündüm. sonra patates yemeğine koyuldum bi yandan da mutfak dolaplarının dışını sildim. emrah yüksek lisans dersinde bu akşam . dokuz bucukta geliyr. yemeğimi yedim, çay koyup duşa girdim. ve işte tatata taaa .. nedense sana bugün yaptığım her şeyi anlattım. ama eklemeden edemicem. şimdi cumadan pazara cemyılmaz gösterisi vardı ankarada ama bizim haberimiz olmamış bilet bitmişti. emrah da günlerce korsan biletlere filan baktı ama olmadı bi türlü. dün saat 4te ki ankaradaki son gösteisine sadece 3 saat kalmışken bilet bulduk. 250 tl, al be dedim. o kadar çok istediğini bilmiyordum çünkü. günlerdlir başka bi şey konusmuyor ve deli gibi sürekli face, ekşi, twitter, sahibinden com filan gibi sitelerden sürekli cem yılmaz bileti, yorumu şusu busu. aradık adamı, 4e kadaar başkasına sözüm var olmazsa dönerim ded ama saat 3 bucuk. dedim 300 tl de. yok adam söz verdiyse kabul etmez, ben olsam sinirlenirim, söz sözdür filan diyor ya bi teklif et dedim. mesajı attık 3 dk sonra gel al kardes die bi yanıt:) çok para ama yaa diyor en pahalı bilet 130tl ya bpşver dedim ama nasıl elleri terliyor adamdan cvp beklerken. o kadar çok istediği şey benim sevgilimin gücümüz yettikten sonra 300 tl ne ki. neyse aldık bileti, sonra emrah gösteriye gitti. ama nasıl mutlu.. canım benim... onu uzuuuun zamandır bu kadar keyifli görmemiştim. eve geldi, dans ediyor (emrah!), şarkı söylüyr (emrahtan bahsediyorum!), saçma sapan gülüp benim taklidimi yapıyor filan ::) sen ayda bir git bu cemyılmaza yaa dedim. parası neyse veririm :) işte böyleee... sevgili blogum, hayat hep böyle gider inşallah... babacığımın mahkemesi hayırlısıyla bitsin, ailem , ben sağlıklı kimseye muhtaç olmadan bu dünyada hep beraber yaşayalım..oooh misss:) emrah aradı, geliyormuş... öpücükler blogum....