10.11.2007

mühendislerin de isyanı varmış:):) bu yazı başkentten gökhandan alntıdır

bi gün kantinde otrurken arkadaslarla aramızda gecen su muhebbet sonucu yanlış yerde oldugumu anladıgım,büyük ihtimalle bitiremeyecegim ,ama genede elden baska ne gelir diye her gün geldigim sevgili elektronik sınıfım -(yeterince uzun bi süre güzel kızlardan,arabalarda ve futboldan konuştuktan sonra uzun süredir bişeyler hesaplamaya calışan arkadasımız) olum bize kişi bası 3.27 kilo kız düşüyo lan... -nası oluyo lan o(olayı idrak etmeye calışan zavallı ) -olum işte 3 kız var 60 ar kilodan saysak 55 erkek erkek başına 3.27 kilo -(bu gercek hepimizin canını sıkmış olacakki masadaki zeki arklardan birinden gelen zekice bi öneri bizi biraz mutlu etti ) -olum kantinde calışan abla baya toplu bişeye benziyo onuda ortalamaya katalımda biraz artsın ya -oke nerden baksan 83 kilo gelir o, yanındakide bi 60 var... -hımm... o zman -obaaaaaa 5.31 kilo lan -cok oldu bu bünyemiz kaldırmaz bizim -hehehehe bu muhabbetin geçtigi sene masada bulunanların büyük kısmının sınıfta çakması üzerine birdaha bu kilo hesabı yerine integral fizik gibi bize biraz daha faydalı hesaplar yapmaya söz verdik kilo hesabını bıraktık valla artık hele 2. senemiz olmasıyla artan cevremizde kızların bizi teknik sevis elemanı gibi görmeleri yüzünden artık kızlara temkinli yaklaşıyoruz -gokhan virüs girmiş sanırım şuna bi format atsana (format atıktan sonra driver cd lerini sormam üzerine anlamsızca bakan gözlerle karşılasmak) benle aylarca hiç muhattap olmayan arkadasın gayet sempetik bi şekilde -gokhan nbr(hemen ardından cevap beklemeden) msndeki ismini nası renkli ve büyük yaptın sen? (sorusu üzerine ne dneli cevap vermek isteyecegimi tahmin edersiniz) -yada bilgisayardan hiç anlamayan ama saatlerini msn basında hiç kalkmadan o anlamadıkları makinenin basında oturarak geciren kızlara( bunu herhangi bi erkek yapmadıgı için kızlar diyorum yoksa bi ön yargım yok) yok mail adresi nasıl alınır,yok space nası düzenlenir,yok mp3 nerden nası indirilr gibi henüz 9 yasındaki kardesimin bile kolayca yapabildigi seyleri anlatmamı isteyen anlattıgım seyleri beceremeyip trip atan kızlardan sıkıldım artık. sunu bilin kızlar (mühendislikteki kızlara degil bu lafım,zeki kızlarda alınmasın direk aptallara söylüyorum) biz adsl destek hattı yada bilgisayar teknikeri degiliz bunu bilmiyo gibisiniz o yüzden söyleme ihtiyacı duydum. dedigim gibi bu sözlerim aptal kızlara bizden uzak durun sizi cekemiyoruzzzzz... gelelim son olarak diger bölümlerdeki insanların bizimle sidık yarıştırmalarına ,bizle ne alıp veremedikleri var anlamıyorum ya kıskanıyolar desem içinde oldugumdan söylüyorum hiçte kıskanılcak bi tarafı yok ne zaman bi hukuk ögrencisiyle konuşsam beni derslerinin bizimkilerden daha agır oldugu konusunda ikna etmeye calışıyor beni. oke arkadasalr en zor bölümler sizin olsun zaten biz geri zekalı oldugumuzdan paso kalıyoruz yoksa mühendislik en basit bölüm biz salak oldugumuzdan hazırlık binası yaz kıs dolu oluyo herkes yaz okullarında sürünüyo... eyy ezukler uyanın leyn artık biz üniversitenin krallarıyız,sizse sermayeleri. ( tıp hariç ,hukuk dahildir )

7.11.2007

buyrun ben intern!!

blogu oluştururken'' buyrun ben intern ''die başlamanın bu kadar doğru bir tercih oluunu bilmiyodum. Bellirlenmiş bir görev listesi olmadığından her şeye ''buyurmak'' zorunda olmak ve boşluk doldurucu bir vasıfsızlık sembolü olan ''intern'' lük deyimini anlatabilecek kısacası bu cümlede ne denli haklı oluğumu belirtecek , bizzat yaşanmış anlardan biri...



pediatri acil servisi... telefon çalar. önce elini uzatmazsın, olur ya asistan gelir açmak ister die. bi daha çalar bakarsın muayene odalarından çıkan yok (bir intern görevi olan asistanların zihninden geçeni oku, onlar sana söylemeden ne istediklerini anla ve yap ibaresini yerine getirerek) demek ki bekledikleri tel yok diyip açarsın.

alo..

ses yok, bil ki yan yana duran aynı renk ebat ve aynı tonda çalan iki telefondan yine yanlış olanı açmışsındır. zihnin bu kadar kelamı ardarda ekleyip sana öteki teli kaldır diyene kadar zaten diğeri çalmaya devam eder.

alo...

ben radyolojiden arıyorum dr...... kiminle görüşüyorum? ( bu radyoloji seçimi kesinlikle rastlantısal olmayıp nedense bu muamele en çok onlar tarafından yapılır)*

en uygun cevap aşağıdakilerden hangisidir; seçenekler:

a)ben internüm buyrun (aczimi kabul ediyorum, yerimi biliyorum cümlesi)

b) ben xxx , internüm(acizim ama kabullendim cümlesi)

c) siz kimi aramıştınız? ( bu kendine sıfat seçemedii için bir an önce asistana devretme cümlesi)

d)ben intern dr xxxx, buyrun (en iddialı giriş, henüz işi öğrenememiş olması yüksek ihtimal,yazııık:)



cevaplar;

b-c seçeneğine genelde asistan arkadaşlardan biriyle görüşebilir miyim şeklinde cevap verilir. bozulmazsın, alışkınsın.

a seçeneğinde karşınızdaki, intern mü, senin adın yokmu derse bilin ki hocadır. tabii bi an seviniosun adımı sordu vayy beeea :)

d seçeneği tam bir hayat dersidir. hüsrandır..internülüğün katedilmesi gereken basamaklarından biridir.. hastayı siz hazırlamıssınızdır, tetkikleri siz yazıp, radyolojiden randevuyu almışsınızdır. hazırdır cevap..''evet düşen hasta 3 yaşında kız, kafasının üstüne düşmüş. kardio kokteyli yapıldı.. evet ..tamam gönderiyoruz...'' diye içinizden geçirirken..

- dr arkadaşlardan biriyle görüşebilir miyim...

:) bir anda yüzünüze basan ateş, buna eklenen burun kanadı solunumuyla beraber sert bir hamleyle ahize asistana uzanır. dikkatli bakılırsa eldeki intensiyel tremor farkedilebilir ama merak etmein geçici bir durum...:)



*sürekli hasta gönderdikleri için radyologların pediatristleri pek sevmiyor olması nedeniyle olabilir..ki haklılar...

6.11.2007

adana - ankara arası 475km ye sıkışmış bir hikaye

böyle adana... yollar aynı, hava aynı, akşamlar aynı... Ya biz? farkında değiliz çoğu zaman geçen zamanın.Öyle hissettirmeden geçiyor ki, içimizde kalan ince sızı hızına yetişemiyor. Birer birer haberi geliyor evlenmiş arkadaşlarım,kiminin nişan davetiyesi.. en son gördüğümde çoğu iki belikli lise çocuğu. Evin kapısı her açtığında annem..biraz daha yaşlı, bizi her uğurlayışında gözleri de... Bu kez dedi, büyümüşsün sen. Niye, dedim hemen çocuklaşarak, reddetmek kolay, tek taraflı. Zamanın kimseyi taktığı mı var...
Şİmdi uzaktan dinliyorumsesleri, evde her zamankinden bir akşam dilleniyor. Mutfakta yeni model elektrikli demlik; ama çay bildik , her zamanki türküsünü söylüyor. 17 yaşım aklıma geliyor. Odamdan süzülen sarı masa lambamın ışığı yüzümde, inatla kasetçalarda A yüzünde aradığım sezen şarkısı..Ah kavaklar..aklımda. kimbilir küçük telefonumdan beklediğim kimin çağrısı, gizli kaçamak ahize kaldırıp numarayı bi solukta çevirmeler... Kareli lise defterimin kenarına yazılan boyunmdan büyük kimi zaman melankolik arada romantik cümleler. Kalemimin gölgesine takılan dalgın gözler... O zamanlaerdan kalan bi yürek tıpırtısıyla sıçrıyorum yine farkına varıyorum.. evet odamın şekli değişmiş ama şemali aynı. Kardeşime sesleniyorum, eksik bi şeyin kaldı mı , yok diyor uzaktan. Valizin fermuarını aşina olduğu yolda ilerletiyorum. Yarına hazır olsun diye. Annem sesleniyor içerden, kızım çay olmadı mı diyor. Gülümsedim mi gerçekten. Dudaklarıma bakıyorum odadan çıkarken, kapının kenarında asılı küçük aynadan, her zamanki alışkanlığımla. dudklarımın kenarındaki boşluklarda saklıyorum gözyaşlarımı. Derince bir nefes sonrası sızıyor kelimeler monalisa taklidi tebessümümden, zaman..kimseyi taktığı mı var.
ADANA..2007