10.12.2009

aşk bu mu?

aşk-ı memnu izlendi bu akşam yine. dizinin reklamlarındaki tüm o sansasyon yaratacak imajı verilen numaraları çözmüş olsak da , 15 dakikalık senaryoyu 2,5 saatlik dizi die yuttursalar da.bihterden herkes nefret edip yakışıklı behlül yerine adnan beye içler ısınarak doldurduk gene perşembe gecemizi aşk-ı memnuyla. biz kim mi? tüm dişi yaratıklar. anne,anneanne,liseli genç kız,nöbette dr odasında eski püskü bilgisayar başlarında bayan doktorlar, hacettepe mikrobiyoloji bölüm başkanı(istifa etmeden önce perşembeleri kimse rahatsız etmesin die cebini kapattığını duymuştum dizi için:),eski apartmandaki kapıcı kadın(burda yok da)... kısacası her türden,sosyal tabakadan,medeni halden,aşık olandan,yalnız yaşayandan,ondan bundan. ortak payda..aşk... bugün o küçük kızın,nihalin piyano başındaki yüzüne bakarken kendimi gördüm. kendi aşık hallerimi. aşıkken nasıl da yavaşlayıp ağırlaştığını gördüm zamanın. bakışların nasıl da hüzünle bezendiğini, kalbine çengellenen ağırlığın her yanını nasıl farkedilir bir şekilde sarıp sarmaladığını,seni olduğu gibi dibe çektiğini. aşıksan dünyada önemli olan bi tek sen ve aşkındır.. yok. aşıksan tek önemli olan aşkındır ne sen ne de dünya... ve herkesin bu aşkı böyle yaşadığını gördüm. aşkın ortak yaşandığını, bu yüzden yapılan filmlerin,yazılan şarkıların,yüzyıllar önceki bestelerin hala her kezi daha doğrusu her kadını neden aynı tesirde etkilediğini. üstelik aşık olduğumuz adam yanımızda olsa da,öyle biri hiç olmasa da biz aşka muhtaç ve mecburuz. kendi payımıza düşmese de düşenlerin rehasına mecburuz. ve her biten aşktan sonra bunun tıpkı karın ağrısı,soğuk algınlığı gbi geçen,geçtiğinde sadece bize özel sandığımız tüm o sancıların-mutlulukların herkesin kendine özel sandığını gördüm. ve sordum,aşk bu mu?

not: canan,bu yazııyı okursan..evet ders çalışmadım sana izleme dedim ama kendim oturup bi güzel izledim..pişman mıyım? sence;)

Hiç yorum yok: