16.06.2010

bir ay biterken

kalbimin dilek ağacına bağladım haziranı
sımsıkı tutup iki ucundan nazikçe düğümlediğim
30 daldan,30 gölgeye dönüştü benim beyaz kurdelelerim
çorak toprağımda
yeşillenemeden yitirdim
her bir düşen dalda bir gölgem eksildi
güneş yaktı kurudum
kalbimin dilek ağacına bağladım haziranı
ve 30 gün bekledim hazır her anını
yeşillenmedi.. yittim,ezdim kendi ayaklarımda
başkaca hain parmaklarına dokunmasın diye beyaz kurdelelerim
benim umutlarım, yaşama heveslerim
gelecek güzel gülerimdi beyaz kurdelelerim
kalbimin dilek ağacının 30 mahsun dalı
düştüğü yerden bakar bana ağlamaklı
sorar,ne kadar çorak bu toprak ne kadar yaralı
ben söylerim bir şarkı bet sesime kulak verin
ne açan güneşe döner yüzüm ne geceleyin
bana mutluluk olur mu bir tutam rüzgar
ne de sarı benizli ay çiçeklerin
bu dünya dert ve kahır ayırdı benim payıma
bekledim iyilik dolsun diye boşuna
aldığım nefesi verirken bile soruyorlar
bi daha almaya cesaretim var mı hala
her gece yatağıma uzanırken
uykusuz gözlerimi karanlığa çivilerken
sessizlik ve karanlık, ruhuma bir örtü
insan oğlunu kestiği dilim dailim ahkamlar çınlaşırken
zavallı kulaklarım bir ses işitir
karşı mahallenin köpeklerin havlaşır
içime serinlik daha bir yerleşir
sanki yokmuş karanlığın bir sonu
benimki bitmeyen bir kabus oldu
bi zamanlar prenses rüyasıyken oysa
ne bugün ne yarının sonu yoksa
kalbimin dilek ağacı ses versen
30 dalın kaçı düştü yere bilsen
kaç kaldı umudumu bağladığım
dallarında beyaz kurdelelere bıraktığım
sesimi gerisin geriye çekiyorum
ve ellerimi üzerinden ey hayat
kalbim sükut beynim yangın sonrası
küllerin savrulduğu bir kalafat
iyi geceler yer yüzü
ve mutluluklar gök yüzü




Hiç yorum yok: