15.05.2008

rüya

üzeri kirli sarı bir bezle örtülüydü. uzaktan halı zannedebilirdiniz. naftalin kokusuyla sarmalanmış yaz başında dolaba kaldırılan sıcak memleket halıları.ama yatakta yatıyordu. halıyı yatağa yatırmak olmaz. zaten o halı değil benim cesedimdi.
öldün sen abla. kardeşimin sesi çırpılmış halı tozlarının burnumu doldurmasına benzer bi etki yaratmıştı. genzim yandım,gözlerim yaşardı. çok da anlayamadım ben burdayım yani nasıl?
yanına yaklaştım kirli sarı kıpırtısız yığının. ucundan tutup kaldırsam? kendimi mi görecektim? her sabah ruj sürdüğüm dudaklarım soluk beyaz,bi daha hiç konuşmayacak. kapalı gözlerim bi daha hiç açlmayacak. kimseye bakamayacak. bitti... nasıl olur ???
hem noldu ki daha akşam konsere gidecektim, yarın elbise provam vardı. evime yeni taşınmıştım puzzle larımı duvara asamadan daha. annemle babama veda etmeden mi? ya pınar, ona son defa sarılmadım..hem şimdi heberi de yok öğrenince kimbilir...sevgilim gelecekti birazdan, yemek yicektik. kardeşim açacak kapıyı, ablam öldü emrah abi diyecek...ablam öldü.
ne kadar soğuk bir cümle. her harfi bıçak gibi, ne kadar keskin.
hayır, ben olamam,ben ölmüş olamam. ölemem daha. 25 yaşımdayım, daha çok erken.
ucundan tutup sıyırıyorum örtüyü, 2 el görüyorum. beyaz,herzamankinden daha beyaz. dokunuyorum. soğuk değil daha. yeni öldüm,soğumadım diye dşünüyorum. biraz daha açıyorum örtüyü, yüzüm.. sanki uyuyor gibi. kendimi hep merak etmişimdir uyurken. demek böyle görünüyomuşum...

Hiç yorum yok: