1.10.2008

QSS

odamın duvarında bir tablo
kim asmış bilmediğim
her gün gözlerimle dokunup da geçtiğim
bugün dur dedi
sol köşesindeki sessiz orman
kara yeşil-mavi orman
dur burda, biraz soluklan.
gözlerimin ayakları dolandı, nefesi kesildi.
önce güneşin renk serpiştirdiği üst yapraklarına baktım ağaçların
yavaş yavaş aşağı kaydıgözbebeklerim
büyüdüler
onlar büyüdükçe renkler karardı
renkler çözüldü birbiri içinde mavi yeşili yuttu
kara bir türkü başladı
tam çerçevenin sol köşesinden 10 cm yukarıda
bir boşluk
çizgiden yoksun
salt renk
temaşa
yeşilin maviden farkı olmadığı bi anda
bir adım attım
ezdiğim yapraklar acıyla kıvrandı,hissettim
bir adım daha
giderek uzaklaştık gün ışığından
ormanın kendi dünyasına daldık göz bebeklerimle
serin solunmamış bakir bir hava nazlandı girmek için burun deliklerime
yavaaaşça içime çektim
bir adım daha
kaçıncı saymadım,adımı,unutacak kadar çok
geri dönüşün mümkün olmadığını bilerek ve ürpererek daha da ileriye
tuhaf bir zevkle
sonsuzluğa yürüdüğümü hissedip
korktuğumu hissettim
hissettikçe soyundum
ayaklarımın yalınına batan dikenler
çıplak kollarıma değen uçarılar
korkumu benden aldılar
onlardan olduğumu hissettim
bir yaprak
belki toprak
ya da sadece uçan at sineği
rahatladım
yapraklar örttü beni
tıpkı bi hayvan gibi gizlendim
cemiyet hayatının zorla diktiği sırt sopamı çıkarıp attım
kamburumu çıkarıp yanıma bacaklarımı daha da açarakyürüdüm
üşüdüm
uzayan kıllarıma dokunmadım
ısındım
çatal bıçak tabak bardak zahmetlerinden arınmış bir lezzetle doyurdum karnımı
midem mutlu oldu
midem!! onla konustum
milimetrik tel örgülü hapisane uykularıma yabancı
sinekleri yorgan yapıp bir kunduzun karnına başımı koyup uyudum
artık ben olmadım
kız olmadım, abla olmadım, doktor olmadım, sevgili olmadım,dost olmadım
kimse oldum
kimsesizliğime büründüm
sonsuz oldum
herşey oldum
yok oldum

Hiç yorum yok: