26.09.2008

en iyi arkadaşım evleniyor


sanırım buydu ortaokul çağlarımda izlediğim filmin adı. julia roberts(böyle mi yazılıyo bilmiyorum ama okunusu aynı nasılsa) oynuyordu baş rolde. gerçi onun senaryosu aşk üzerine kuruluydu. en yakın arkadaşı bi kızın hiç bi zaman bi erkek olamaz. ana tema da buydu. (yıllarca direnip de en sonunda kabul etmek zorunda kaldığım dogma)

eh, gelelim mevzuya. bilenler bilir. pınar... telefonla konusurken insanların sevgilimle konustuğumu sandığı, 12 yaşımdan beri arkadaşım, 15 yaşımdan beri en yakın arkadaşım olur kendileri. evleniyor...

bugün gelinlik bakmaya gideceğiz.

kucağında uyumaya bayılırdım. yazları tatile gideceğimiz zaman ondan ayrı kalıcam die bir ayı babamların burnundan getirirdim.

nikah şahidi olacağım.

biz iki durak mesafede oturuyoruz aynı mahallede. sabahları okula giderken birbirimizi alırdık. almak dediğim,otobüsle. tabii cep telefonu nerde. saatlerimizi ayarlayıp belirlediğimiz vakitte çıkardık evden. (plan buydu ama ben saçlarımı fönlicem die hep geç kalırdım) koşarak durağa giderdim. çok hatırlarım canhıraş yetişme çabalarımın, pınarı, giden bir turuncu otobüsün ön kapısının camından bana el sallarken gördüğümde ,nasıl da son bulduğunu.

düğün hediyesi balayına italya seyahati ayarlamak istiyorum.maaşım olur o zamana ,sanırım param da yeter.

her okul çıkısı tavuk dürümcüye giderdik. niyeyse o zamanlar vazgeçilmez bi tattı bizim için. 5 kızdık. bizim çete. parası olmayanlar olurdu içimizde. paralarımızı birleştirir bi şekilde yetirirdik. tavuk dürüm dediğim o zamanlar 250 liraydı.

üç hafta sonra pınarı istemeye geliceklermiş.

bizim deli bi müzik grubumuz vardı. her bir araya geldiğimizde azıtırdık. mütemadiye çalar söyler oynar bi haldeydik. konserlere üç gün kala hazırlanmak gibi bi adetimiz vardı. okuldaki müzik odası bizim sığınağımızdı.

izmire yerleşeceklermiş.

lise biterken çok ağlamıştık. ayrılırsak diye. ayrıldık. ve çok ağladık. yine de yakın memleketleri mesken tuttuk ki sık sık gidebildik. şimdi izmir, taa nere. diyesim geliyor. pınara sorarsan bi uçaklık yol diil mi? yok diil, diyemiyorum. susmak düşüyor bundan sonra bana. belki bi de şahitlik yapmak.

evet, şahidim, bu güzel kız benim tanıdığım en güzel kalbin sahibi. ve şahidim, en büyük mutlulukları hakeden, yanındakileri her zaman mutlu eden,etmeye çalışan bi gönlün sahibi. ve yine şahidim ki benim kalbim en çok onu sevdi...

mutluluklar bitanem. hep seninleyim, nereye gidersen............

Hiç yorum yok: