10.09.2008

sılasını gurbete bulmuşlariçin üstüne bi de kaybetmişler için


bi zamanlar babam bi şiir yazmıştı. gurbette sılayı bulmaktı bi cümlesi. sıla o zamana kadar sadece bi arkadaşımın ismiydi. sözlükten bakmıştım anlamına. sıla vatan yurt demekti.

6 yıl önceden bildik bir senaryonun cümleleri dökülüyor bu günlerde. gurbete düştüğüm günlerden kanat çırpan minik kuş kalbimde yoruldu. anne baba özlemini küçük yurt odalarında bi başıma aşmaya çalıştığım aşamadıkça sarıldığım sigaralar..izmaritlerini biriktirseydim burdan adanaya yol olurdu muhtemel.

dün gece benim başım senin göğsünde. kalbinin sesini dinliyorken korkarak. korkarak çünkü benden önce susmasın die dua ederek. bi elin yüzümün açıkta kalan yarısını örtüyordu. yanağımda. diğeri elimi tutmuş. uykuya dalarken gevşeyen parmakların bilmem nasıl farkedip kavrarken yeniden sımsıkı. kalbinin sesini dinliyordum severek.. çok severek, kendimden fazla.
biz senle çok gidişler yaşadık. ama bi far var şimdi. bu kez dönüş tarihi meçhul. bu kelime büyüyor şimdi. büyüyor, çocukluğumda korkudan uyuyamadığım geelerimi saran karabasanlar gibi. gözlerim açık onu beklerdim. bilmezdim ne olduğunu. tek korkardım. hem öyle çok ki anne bile diyemezdim. babamın sıcacık kucağına koşamazdım. dizlerim kilitli sesim değil nefesim tükenmiş bi halde.

meçhul açmış ağzını.başımın üstünde beni bekliyor. en ufak bi hareketimi.yüzümde hissediyorum pis nefesini. karanlık bir tünel başlıyor çürük dişlerinin arasından. sonu yok gibi. yok gibi. bi düşsem,bi daha bitmicek gibi. boş ve karanlık bir tünel gibi...

sıla hayatımda sözlükteki iki cümlecikten çıkıp da esas rol oynarmış nerden bilirdim o zamanlar.
daha iyi anlamıştım babamı anlamasına ya sanırım eksik kalmış. babam demiştiki şiirde,gurbete düştüm ben,düştüm düşmesine de şimdi sılam gurbettedir. bilemedim ben gurbet mi sılada yoksa sıla mı gurbettir???

dün gece sen uyurken. ben gözyaşlarımın tişörtünde oluşturduğu minik gölcüğe yanağımı yaslamış düşünürken babamı anladım. ah babacığım ne de zormuş. bilemezdimki.. bilseydim seni hiç yalnız bırakır mıydım. ana-babanın hasretine gurbet deyişleri düzerken sen yuvanın sevdasına gurbeti sıla bellemişsin. ah babacığı ne de zormuş. birinden vazgeçip diğerine sığabilmek. olmuyormuş. kalbin hep bi yarım diğeri yorgun kuşmuş...

şimdi gidiyorum. yavaş yavaş çekiyorum ellerimi herkesin üzerinden. dostlarımdan,arabamın anahtarından,mor perdelerimden.gidiyorum ve meçhul bekliyor beni. umutlarım aydınlatmıyor yollarımı. her gün evimin sokağında yürüyüş yapıyorum. kaldırımlara son defa gölgemi düşürüyorum. sessizce çekiyorum bedenimi bu şehrin üzerinden. kime ne fark eder, kaç kişi hatırlar? kaygılanmıyorum. gidiyorum bu defa sahiden.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

yaa rabiş ama gitme nolur yaa!ya da hemen geri gel lütfen,yalnız bırakma bizi böyle lütfen...